© 2024 İstanbul Konyalılar Vakfı
Eski bir bursiyeri olduğum, -aynı zamanda eskimeyen ve eskimeyecek daimi bir gönül bağımolan- İstanbul Konyalılar Vakfı hakkında bir şeyler söylemek benim için çok zor fakat bir okadar heyecan verici bir durum. Zor diyorum çünkü vakfın bunca emeğini birkaç paragraflaanlatabilmek hiç kolay değil, geçmiş on seneyi bu kalemin ucunda anmak ise heyecan vericiolan taraf şüphesiz. Bunun ötesinde ise bir ortamda bulunmadan önce bizi nelerin beklediğinibilmek, bana iyi hissettirdiği için olsa gerek vakıf hakkındaki düşüncelerimi ve izlenimlerimipaylaşmayı, ileride bu vakıf çatısı altında aynı havayı soluyacağımız arkadaşlarıma karşı birsorumluluk olarak görüyorum ve bunu çok önemsiyorum. Çünkü liseden vememleketlerinden ayrılarak İstanbul’a yükseköğrenim görmeye gelen arkadaşlarımınçoğunluğu, -haklı olarak- burs arayışı içerisine girecekler ve bu durumda karşılarına çıkacakisimlerden biri mutlaka İstanbul Konyalılar Vakfı olacaktır. Vakıfların “yaşayan” kurumlarolduğu ancak içerisinde bir süre vakit geçirdikten sonra fark edildiğinden vakıfla henüztanışmamış genç arkadaşlarım için belki yeteri kadar ifade edemeyecek olsam da vakıflatanışıklığımdan bugüne kadar geçen ve uzun soluklu olarak nitelendirebileceğimserüvenimden bahsetmek isterim.Dokuz sene önce üniversiteye başladığımda, ben de pek çok arkadaşım gibi burs arayışıiçindeydim ve İstanbul Konyalılar Vakfının varlığından arkadaşlarım aracılığı ile haberdaroldum. Burs için başvuruda bulunurken, vakıf hakkında çok az bilgiye sahiptim ve bildiğimtek şey İstanbul'da okuyan yüzlerce Konyalı öğrenciye burs sağladıklarıydı. Fakat hakkındabildiğim tek şeyin, esasında vakfın faaliyetlerinden sadece biri olduğunu görmek uzunsürmedi. Açık söylemek gerekirse vakfa ilk adımımı attığımda, hayatımda bu kadar büyük birtesirinin olacağı aklımın ucundan dahi geçmemişti. Düşünmüştüm ki, vakıf ile ilişkimizsadece aylık sağladıkları burstan, belki yılda birkaç yemekten ibaret olacaktı.Şimdi geriye dönüp baktığımda ise hatırıma kurduğum temiz dostluklar, katıldığım onlarcagüzel etkinlik, yapılan teknik ve tarihi geziler, alanında yetkin insanlar ile yapılan harikuladesöyleşiler ve güncel konular üzerine verilen konferanslar geliyor ve sağlanan tüm buimkânlarda şunu görmemek mümkün değil; İstanbul Konyalılar Vakfının temelinde, maddideğerlerden öte, vakfedilen ömürler var.Bu vakfın yöneticileri, Konya'dan İstanbul'a yükseköğrenim görmeye gelen öğrencileri,yalnızca bir bursiyer ya da misafir olarak değil, memleketlerinin kendilerine emanet edilmişbirer evladı olarak görüyor. Bundan dolayı da öğrenciler,sadece maddi olarak desteklenerekkendi halinde bırakılmıyor. Öğrencilerin, fikri, kültürel ve sosyal gelişimleri de en az maddiyönden desteklenmeleri kadar önemseniyor. Bunun altında yatan sebebin, bir zamanlarkendileri de öğrenci olmuş, bir üniversite öğrencisinin edinmek için yıllarını vereceğitecrübeleri halihazırda edinmiş bulunan vakıf yöneticilerinin yüksek farkındalığı olduğunudüşünüyorum.Karşılaştığım ya da içinde bulunduğum kurumlar hakkında ister istemez bir sınıflandırmabeliriyor zihnimde; çağdan kaçan ve çağı yakalamış kurumlar... Fakat vakıf içerisindegeçirdiğim bunca vakitten ve edindiğim izlenimlerden sonra, bu vakfı ne çağdan kaçan, ne deçağı yakalamış bir vakıf olarak tanımlayabilirim. Mübalağasız bir şekilde ifade edilebilir kiİstanbul Konyalılar Vakfı, bulunduğu çağı aşan bir ufka sahiptir. Bu manada, Konya’nın veTürkiye’nin aydınlık yüzünün bir tezahürüdür aynı zamanda.Bu zamana kadar vakıf çatısı altında düzenlenen etkinliklerin her biri, bir öğrenci içinerişilmesi güç ve ufuk açıcı etkinlikler olmuştur. Örneğin vakfın faaliyetleri kapsamındakatılmasaydım, İnşaat Mühendisi olmaya aday bir öğrenci olmama rağmen, her günkarşılaştığımız Mimar Sinan eserlerini yakından incelemek için teknik bir gezi yapmakmuhtemelen aklıma gelmeyecekti. Muhtemelen söyleşilerine katıldığımız alanının önde gelenisimleri ile bu kadar sıcak sohbet etme imkânı bulamayacaktık. Vakıf ile katıldığımızkonserler olmasa, Klasik Türk Müziği ile ilişkim bu kadar kuvvetli olmayacaktı muhtemelen.Ve tabii, burada edindiğimiz dostluklar ve sosyal ağlar kurulamayacaktı. En nihayetinde,vakıfla tanışıklığım ve vakfın sunduğu olanaklar olmasa idi; fikri, kültürel ve sosyal anlamdaedindiğim kazanımları bu ölçüde edinemeyecektim ve böylesi verimli bir üniversite hayatıgeçiremeyecektim.Onlarca söyleşi ve konferansta sağlıktan savunma sanayiine-teknolojiye,ticaretten-ekonomiden sanata, müzik ve edebiyata, hemen her alanda duayen isimler ile vakıfaracılığıyla buluştuk. Bu vesileyle pek çok alanda ismini duyduğumuz fakat hemşehrimizolduğunu bilmediğimiz isimleri de yakından tanıma fırsatı bulduk. Bunların yanında, sıklıklatekrar edilen ve vakıf olarak topluca katıldığımız tiyatro ve konserler, benim en keyif aldığımetkinliklerden olmuştur. Üniversite arkadaşlarıma ve çevreme vakıfta gerçekleştirilenfaaliyetlerden bahsettiğimde, herkeste büyük hayranlık uyandırması ve vakıftan pek çokarkadaşımın da çevresinden aynı olumlu tepkiyi almasından hareketle söyleyebilirim ki;bursiyerlerine ya da üyelerine bu denli yoğun bir kültürel etkinlik takvimi sunan başkaca birkurum henüz işitmedim.Tüm bunları temel alarak şunları rahatlıkla belirtebilirim; İstanbul Konyalılar Vakfı aydanaya öğrencilerin hesabına burs yatıran, iki ayda bir de yönetim kurulu toplantıları yapıpdağılan bir tabela vakfı olmadığı gibi, yılda birkaç alışılmış etkinlik düzenleyen birtopluluğun da çok ötesinde; vizyon sahibi bir topluluktur. Bu vakıf, köklerine ve değerlerinebağlı olan, ömrünü ve enerjisini bu değerleri yaşatmaya vakfetmiş, bu değerleri, hemşehrilerive yüzleri geleceğe dönük gençleri ile Konya sınırlarından İstanbul’a uzanan bir coğrafyadayaşamak, yaşatmak ve anlatmak gayesiyle kurulmuş ve bu gaye doğrultusunda dafaaliyetlerini sürdüren bir topluluktur. Benim de onlardan biri olduğum, mezun verdiği vehalihazırda eğitimini desteklediği yüzlerce öğrencisi ile İstanbul Konyalılar Vakfı; fikri hür,vicdanı hür, her açıdan yetişmiş nesiller ile yalnızca Konya için değil, ülkemiz için de çokönemli bir misyona sahiptir. Bu nedenle bir kez de buradan, vakfın kuruluşunda,yaşatılmasında ve bugünlere gelmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.Recep ÖzkanİTÜ - İnşaat Mühendisliği ' 18İTÜ - Ekonomi ' 19İTÜ Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği YL ' 22Türk Alman Üniversitesi - Araştırma Görevlisi (2019-...)